Son Bir Kez Dokun Bana

Müzik konusunda sanırım artık herkes, 90'lar fanatiği olduğumu biliyor :)
Çocukluğuma denk gelmesinin tabii ki çok ciddi bir etkisi var ama gerçekten kaliteli işler yapılmasaydı bu kadar beyinlere kazınmazdı o parçalar. O yüzden 90'lar dedin mi akan sular durur benim için! :)

Bunun yanı sıra 2000'lerin ilk birkaç yılı da baya verimli geçmişti. O dönemlerde öne çıkan isimlerden biri de Gülhan'dı.

Çok iyi hatırlıyorum; Dokun Bana adlı araba yarışmasında, aynı adlı şarkısı bangır bangır çalıyordu. Salak da bir yarışmaydı ama şarkı patlamıştı resmen. Gülhan, Türk Pop'una birkaç güzel şarkı daha armağan ettikten sonra kayboldu gitti piyasadan.

Bugün de ne hikmetse aklıma geliverdi bu şarkı. Unutanlara yeniden hatırlatmak istedim :)

İyi Dinlemeler :)

Yalnızken Yine Yan Yanayız...

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba :) Aslında son 2 aydır sürekli bir şeyler karalamak isteyip de bir türlü gerçekleştirememekteydim. Kısmet bu güneymiş.

Koskaca bir yaz daha ansızın bitiverdi. Ne ara başladı, ne ara bitti onu ben pek kestiremedim ama zaman, yıldan yıla daha da çabuk geçmeye başladı sanki. İş güç peşinde koşarken farkedemez olduk.

Benim için Eylül demek; ikinci bir "yeni yıl" demek. Yeni kararların alındığı, dolapta yeni kıyafetlere yer açılan, yeni heyecanlarla kalbin güm güm attığı, benim için en güzel mevsimin, en güzel ayı. Yazdan kalma son sıcak günleri yaşarken, tam da Eylül'e yaraşır bir parça paylaşayım dedim.

Çok eski olmamasına rağmen, fazlaca bilinmeyen bir Athena şarkısı AN. Sondaki soloya dikkat...!

Herkese iyi Eylül'ler :) :-*

So We Meet Again My Heartache

Geçenlerde tesadüf eseri dinlediğim ve nerde ne yaparsam yapayım belli aralıklarla beynimde uçuşan bu güzel şarkıyı sizinle paylaşmak istedim.

Oldukça neşeli bir insan olmama rağmen, söz konusu müzik olunca, daha çok hüzün ve romatizm seven bir yapım var. Beni üzmesi veya ağlatması değil olay. Kendi hayatımı ve yaşadıklarımı düşünmeden, kendimi şarkıyı söyleyenin yerine koyabilmişsem, o 4 dakika boyunca ben, ben değilsem olmuştur o.

Bu şarkıda Melody Gardot'un o buğulu sesinde adeta kayboluyorum. İşte bu yüzden bu tarz parçalardan hep ayrı bir haz almışımdır!

Bu parçanın da baştan aşağı bana uygun olduğunu düşünüyorum. Hüzünlenmeme bakmaksızın, dökülen ilk kelimelerle birlikte içimde kelebekler uçurtabiliyor :)

Bir kadeh kırmızı şarap ve belli belirsiz yanan mumlar eşliğinde dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim ;)

#BerkinElvan

Herkes bir şeyler yazdı çizdi, içini döktü. Söylenecek fazla bir şey kalmadı. Sabahtan beridir aklım orada, Berkin`in ailesinde. Allah sabır versin, güç versin onlara. Evlat acısı en kötüsüdür derler. Allah kimseye yaşatmasın!

Her şeyden öte; içimden tek bir şey geçiyor. Buna sebep olan o polis müsveddelerinin ve "Emri ben verdim" diyen şerefsizin Allah belasını versin...

Pazartesi

Her insan gibi ben de Pazartesi gününden pek haz etmem ama bu bugün her Pazartesi'den daha kötüydü benim için, hatta boktandı. Aslında belli başlı olmuş bir şey de yok ama berbat bir gün geçirdim işte!

Gece gördüğüm rüyanın etkisinden midir nedir sabahın köründen beri yüzüm asık dolaşıyorum. Üstüne bir de ofiste felaket sıkıcı bir gün geçirdim. Hafta başında işimin başımdan aşkın olmasına alışığımdır ama bugün her ne olduysa bir durgunluk vardı işlerde bile. Normal zamanda o kadar iş olur; ofiste deli danalar gibi koştururum, bugün ise tık yok. Dolayısıyla günümün yarısını sıkıntıdan patlayarak ve eve gitmek için dakika sayarak geçirdim. Ayyy hele o son 20 dk bir geçmek bilmedi! Hayatımın en uzun 20 dakikasıydı!!!

Günümün önemli bir kısmı oldukça berbat geçse de, eve dönerken sanki her şey iyiye gitmeye başladı. Yorgun ve bıkkın eve geldiğimde birinin evde olup beni karşılaması en sevdiğim şeylerin başında gelir. Annem çalıştığı için, her zaman yaşayamadığım bir lüks bu. Ama bugün neyseki bu konuda şanslıydım çünkü annem evdeydi :)

Eve gelir gelmez hemen işe koyuldum. Lezzetli bir ton balıklı salata eşliğinde, sevdiğim diziyi izlerken keyfim yerine geldi. Sanırım günün en sevdiğim, en huzurlu hissettiğim saati bu. İnsanın morali ister istemez düzeliyor :)

Git, Tut Elinden...

Yılmaz Özdil Sevgililer Gününde yazmış, öyle de güzel yazmış ki...

Sevgili

Be My Shelter When The Angels Disappear...

2014`ün ilk postunu güzel bir şarkıya ayırmaya karar verdim. İlk kez lisedeyken duyduğum, sözlerini aklımda tutup sonra internetten bulmaya çalıştığım, oldukça romantik ve hüzünlü, eski bir parçadır Stay With Me.

Tam da sevgililer gününde, sevgilinize sarılıp mum ışığında dans edebileceğiniz, yalnızsanız da iç geçirip dinleyebileceğiniz türden bir şarkı :)

Şarkıyı seslendiren Hırvat asıllı Goran Karan, aslında ülkesinde oldukça popüler bir isim ama dünyada pek fazla tanındığı söylenemez. Ben her şeyden öte; şarkıya kattığı yoruma ve o enfes melodiye bayılıyorum.

Şarkının ilk notaları duyulduğu an, melekler yeryüzüne inmiş de etrafda uçuyormuş hissine kapılıyor insan. Bir dinginlik ve hüzün çöküyor. Bu arada şarkının sözlerinde Goran Karan`ın da imzası var. Sanırım bu denli hissederek söylemesinin bir diğer nedeni de bu. İyi dinlemeler :)