İnsanlar
geliyor geçiyor hayatımdan; ben sade ve sadece izliyorum, bazen arkalarından el
sallıyorum sessizce. Kimisinin gidişinden son derece memnunum, kimisinin
ardından ise iç çekiyorum. Kimse boşuna girmez hayatımıza, kimse de boşuna
gitmez. İster kabul edin, ister etmeyin bu böyle...
Son
dönemlerde yakın saydığım bir arkadaşımla ilgili net kararlar almaya başladım.
1 buçuk yıl önce arkadaşlığa başlamamızın ardından sözde her şey iyi gidiyordu
ta ki son zamanlarda olaylara kadar...
Bana
durduk yere, belki de kafasındaki saçmasapan yakıştırmalara inanıp birçok yalan
söyleyen, olayları istediği gibi akseden veya işine gelince lafını bile etmeyen
bir arkadaştan söz ediyorum.
Ben,
gayet açık yüreklilikle arkadaşlığımızı düşünerek olayları a`dan z`ye, hiçbir
şey saklamadan etmeden anlatırken karşımdaki bir amaç güderek belli şeyleri
saklamaya niyetleniyorsa bu arkadaşlığa güvenemem. Benim iyiliğim için susmuş,
ben üzülmeyeyim diye söylememiş, kötü bir amacı yokmuş demeyi çok isterdim ama
malesef durum zaten öyle üzülmelik fln da değil ki karşımdaki ona binayen
saklasın veya yalan söylesin. Bu tarz şeyler görünce doğal olarak hiçbir şey
eskisi gibi olamıyor... Araya soğukluk giriyor, görüşsen bile eskisi gibi
tamamen bırakamıyorsun kendini, her lafın altında bir şey arıyorsun ister
istemez...
Bir
insanla arkadaşlığınızda ne zaman ki, acaba doğruyu mu söylüyor diye şüpheye düşüyorsunuz,
işte o zaman bitiyor arkadaşlık. Boşuna sürdürmeye çalışmak yersiz hale
geliyor. En azından benim için öyle... Eskisi gibi zevk vermiyor gezmeler
tozmalar, eski samimiyetinizle bir şey anlatamıyorsunuz, zaten konuşmak da
gelmiyor içinizden, gülümseyip boş boş şeylerden bahsetmeye çalışıyorsunuz
özele girmeden.
Bir
arkadaşlığın daha sonuna geldim işte bugünlerde. Gerçi kolay biteceğe benzemiyor
çünkü sürekli bir şekilde hayatıma dahil olmak istiyor ki sevgilimle, arkadaşımla bile
yakınlaşma çabası içerisinde... offf en nefret ettiğim şeyyy. Hayatında bir
defa görmüş olduğu bir insana sürekli yazmalar, yakın kanka muhabbetlerine
girmeye çalışmalar bilmem neyler...
Bu
tavrı beni iyice soğutuyor kendinden. Umarım çok konuşulmadan, sessizce biter.
İşin tek güzel tarafı; artık eskisi gibi insan kaybetmekten korkmuyorum. Çok mu büyüdüm ne...
Hayatımda
kalıcı olacak insanlar zaten belli; ekstra çaba harcayıp da yeni insanlarla
sıkı bağlar yaratma peşinde de olmadım hiçbir zaman. O yüzden söylenebilecek en
güzel şey sanırım gerçek dostlarımızın en eskiler olduğunu kabul etmek.
Birileri giriyor çikiyor hayatimiza ama geçmişi paylaştiğiniz o sıkı dostlar ne
kadar uzakta olsalar da hep akıllarda, her daim kalplerde...
En
özelinizi bile çekinmeden rahatça anlatabileceğiniz, iyi veya kötü olsun
gerçeği yüzünüze söyleyecek insanlar genelde eskilerdir hep ya da uzun süre
belli bir yolda, belli bir amaca beraber yürüdüğünüz insanlardır. Çok şükür ki
benim öyle güzel dostlarım var; sırtımı her daim yaslayabileceğim ve bana sonuna kadar
güvenen insanlar... Onların varlığı bana yeter de artar bile...!