31 Ağustos 2012 Cuma

Ex and the City


"Ayrılık acısına en iyi ne gelir?" sorusunun cevabı, Sex and the City olmalı bence!

Zamanında birçok bölümünü geçiştirerek, belki de yaşım itibariyle fazla önemsemeden izlediğim diziyi yıllar sonra tekrardan izlemek baya iyi oldu benim için. Büyümüş, çok daha olgunlaşmış biri gibi, başka bir gözle izliyorum, detayları kaçırmayarak, bazı şeylere kendi tecrübelerimi de katıp "Evet yaa hakkaten böyle!" diyerek.
Hangi karaktere kendimi daha yakın hissettiğimi soracak olursanız da; %60 Carrie - %40 Charlotte derim :)


Bu da, öncesinde hiç dikkat etmediğim, ama bugün 2. sezonu bitirirken keşfettiğim, beni benden alan, muhteşem güzellikte bir parça!

Carrie: Your girl is lovely, Hubbell.
Mr.Big: I don't get it?
Carrie: ...and you never did!

TANGO IS AN ADDICTION!

Tango`da, daha başlangıç seviyesinde olmama rağmen şimdiden, bir gün böyle olabilmenin hayalini kuruyorum içten içe!

Tabii benim ki sadece hayal; partner konusunda bile sıkıntı çekerken, bir süre sonra profesyoneller gibi Tango yapmaya başlamak sanırım bir mucize olurdu! Gene de hayal kurmaktan zarar gelmez diyip sizi videoya yönlendiriyorum :)


15 Ağustos 2012 Çarşamba

Vazgeçtim...!


Vazgeçtimbu sefer noktayı koydum. Oysa ki daha bu sabah, ismini taktığım oyuncağıma deli gb sarılarak uyanmıştım, koklayıp öpüp sevmiştim senin yerine. Hala seviyorum, uzun bir süre de unutamayacağımı biliyorum.

Klasik işte… Yalnız takılcam, ipod’uma sığınıp deniz kenarında uzun ve sessiz yürüyüşler yapacağım aylar boyunca. Antidepresanlar gene en iyi arkadaşlarım olacak, çünkü kimse beni anlamayacak, seni bu denli sevdiğimi kimse anlamak istemeyecek sadece. Ben de daha az konuşacağım, gün geçtikçe daha az anlatacağım seni. Sonra acım biraz hafifleyecek; yaptığım hataları düşüneceğim, beni kırdığın anları, verdiğim tavizleri, sonra öpüşmelerimiz gelecek aklıma, iyice üzüleceğim. Bunların hepsi olacak işte!

Aylar, yıllar sonra pişman olup geleceksin. Dönmek için, şimdi vermediğin uğraşları vereceksin, ama ben de bitmiş olacak işte neye yarar…



3 Ağustos 2012 Cuma

God sent me a Rainbow

Dün akşam, arkadaşlarımla buluşmaya giderken öyle düşünceli ve hüzünlüydüm ki kafamı kaldırdığımda gördüğüm manzaraya inanamadım!



Bir değil, iki tane şahane gökkuşağı bana eşlik ediyordu! Manzarayı görünce hüznüm dağıldı, renklerle birlikte umut sardı her bir yanımı...

Tesadüf, o esnada ipod'umda da bu parça çalıyordu.