29 Şubat 2012 Çarşamba

19 Şubat 2012 Pazar

Yağmurun Elleri, Gitarın Telleri YOK...


Son birkaç gündür Bakü`de hava baya bir yumuşamış, ısınmaya başlamıştı baya baya.
Önceki post`da dedim ya erken kalkıyorum bu aralar diye, hah işte bu sabah bir kalktım lapa lapa kar yağıyor, ama bildiğin lapa lapa, kocaman böyle! Ben de çok severim karı, hele de böyle yağıyorsa! Ama çok fazla kalacağını sanmıyorum, ben de kar topu oynayamayacağımı anladım, pencereden izlemekle yetiniyorum; elimde de çay fincanım, kulağımda müzik...



Bu mükemmel ama bir o kdr da hüzünlü manzarayı görünce, durup dururken kafamın içinde, fonda bir şarkı çalmaya başladı. Çok sevdiğim eski bir grubun, çok sevdiğim ve ne kadar dinlersem dinleyeyim hiç sıkılmadığım şarkısı...

http://www.youtube.com/watch?v=FyxECNX8lyU

Trafik kazasında kaybettiğimiz Gökhan Semiz`in ardından grup, eskisi gibi kalamadı ve kısa bir süre sonra dağıldı. Ama en son çalışmalarından biri, bu şarkının coverlanmış versiyonuydu. Onu da son görevleri bilip, sevgili Gökhan`a armağan etmişlerdi...

http://www.youtube.com/watch?v=v5msTy4UIC0

Yaşasaydı, Kraliçe Victoria Benimle Gurur Duyardı ;)

Üç gündür bende bir şey var; hiç ama hiç adetim değildir erkenden yatıp, erkenden kalkmak ama son günlerde bu durum feci halde hakim bende! Kendim de içten içe şaşırıyorum ne oluyor yılların baykuşuna diye ama memnunum da bu durumdan ne yalan söyliyim.

Bir kere okul olmadığı zamanlarda hep gündüz veya akşama doğru uyandığım için o, gece 5 kasa bira içmiş de hala kendine gelememiş, gözler pörtlek, kafa bi dünya halimden eser olmadığı için çok seviniyorum, çünkü uzun zamandır yapmam gereken şeye odaklandım; adam gibi tez yazmaya başladım!
Zaten bazı şeyleri anca yumurta kapıya dayandı mı yaparım, bu da öyle oldu.

Bütün tatil boyunca yan gelip yattım, tezime tek harf yazmaya üşendim.
Şimdi okul açıldı ya bizde Cuma günü, hocamla fln görüştüm, adam n`aptın n`ettin tezi diye soruyor, ayy ben bi palavralar atıyorum, inanamazsınız!
Kaç sayfa oldu dedi en son, utanmadan valla bi 30 oldu dedim. İçimden de ulan ne attım ama, daha 3 sayfa anca yazdım diyorum tabii :S!

Yarın da adama göstereceğim yaptıklarımı ama nasıl yetişecek o 30 sayfa bilmiyorum :S
Umarım unutmuştur 30 dediğimi, en azından o 30`u, 20 diye yedirebilirim belki adama ;)

Neyse işte kısacası dün başladım adam akıllı tez yazmaya, bugün de bütün gün yazmayı planlıyorum. Yaz yaz gözlerim de ağrıdı şimdiden bilgisayar başında ama Allah var, zevkli iş doğrusu. Zaten ben biliyordum böyle olacağını; önce tembellik ettim amaaan yeaaaa yazarım nasıl olsa dedim, zaman daralınca da hemen dört elle sarıldım işe ve araştırdıkça hevesim daha da artıyor, zaten bilerek edebiyat konusu seçmiştim, seviyorum çünkü bu işi.

Araştırmak, yazmak, yeni şeyler öğrenmek, pekiştirmek fln çok güzel eğer sevdiğin işi yapıyorsan. Sevmiyorsan zaten işkence! Ne beğenmediğin bir konu üzerinde tez yazabilirsin, ne sevmediğin işte uzun süre çalışabilirsin, ne de sevmediğin bir adamla bir ömür geçirebilirsin. Bu işin kuralı bu, seveceksin illa ki...

Ben de önce, pofff kim yazacak şimdi bu tezi ya diyip, snr da ayy ne güzelmiş tez yazmak diyeceğimi biliyordum en başından. Sadece gerçek anlamda bir kere başlamam gerekiyordu tezime. Çünkü insan sevdiği şeyi ne şekilde, hangi şartlarda olursa olsun yapar, o isteği bastıramaz hiçbir şekilde!

Neyse ben kaçayım da, ulu tez araştırmasına devam edeyim ;)

14 Şubat 2012 Salı

"LOVE" was made for me and u!


Adam gibi bir sevgilisi olanlara, gerçekten mutlu olanlara gelsin bu şarkı. Ben Siğil`in profiline atacaktım ama az önce aldığım korkunç haber yüzünden, bu düşünce kafamdan anında silindi! Sevgililer Günü`nde başıma gelebilecek en boktan şeylerden biri geldi! Allah`ım bu çocuk niye böyle yaaa?!!! GERİZEKALIIIIIIIII!


11 Şubat 2012 Cumartesi

Ölürsem; Yalnızlıktan!


İyi ki ayrılık acısı çekmiyorum şu sıralar, yoksa bu şarkı sonum olabilirdi yani! Son günlerde feci şekilde bağımlılık yaptı, dinlemeden duramıyorum. Göksel de o kadar içten söylüyor ki dinlerken ciddi ciddi acımasını istiyorum!

Böyle dediğime bakmayın, Allah korusun yaa acımasın, ayrılık kaldıracak güçte değilim valla artık :S

Bu arada klip de baya hoşuma gitti, tam depresif ama cool da aynı zamanda.

Alın size Şarkı

10 Şubat 2012 Cuma

UNUTTUN MU BENİ?


Kraliçe, her zamanki gibi güzel yazmış! Kesinlikle unutmadığını bildiğin bir adama, bu şarkıyı söylemek de ayrı bir keyif doğrusu...

Unuttun mu hastası olduğun kokumu, sesimi, sana bakarken gözlerimin içinde oluşan o çok sevdiğin deli ışıltıyı ya da gülüşümü?

Unutmuş olamazsın... Cidden unuttun mu beni, her şeyimi???

4 Şubat 2012 Cumartesi

Hayatımdan Kısa Kısa Son Dk Haberleri


Yazmaya odaklanmaya çalışıyorum da onu bile yapamıyorum son zmnlarda. Bu tembelliğim başa bela yeminle!!! Normalde böyle biri değilim ama bi geldi mi tam geliyor tembellik, her şeyi salıyorum! Yıllardır planlı programlı çalışan ben, son 1 aydır feci şekilde her şeyi asıyorum. Öncelikle tezime dokunmadım bile final zamanından beri. Açıkçası canım da hiç istemiyor, bir de kafamda birkaç ay snr ne bok yiyeceğim diye de bir korku var ki bütün her şeyi allak bullak ediyor. Snr da amaaan salla yaa ne olacaksa olsun deyip geçiştiriyorum. Düşünmek istemiyorum çünkü, şimdiye kdr kurduğum uzun vadeli tüm planlar alt üst oldu. Bir Boğa burcu olarak plansız da yaşayamıyorum ama artık uzun vadeli plan yapmamaya itiyorum kendimi, çünkü diğer türlü canım çok yanıyor.

Ama bu gidişata bir dur demek de gerekli, en azından şu final dönemini Allah`a şükür ki kazasız belasız atlattım! Şu andaki tek sorumluluğum Nisan ayına kdr tezimi yazıp bitirmek ama ona da feci üşeniyorum işte. Bir de bnm dışımda tez alan diğer iki arkadaşım peşlerinden atlı koşturuyor gb yazıyorlar tezlerini, yakinda bitirecekler hatta ama ben hala yatıyorum yani. Bu da ayrı bir canımı sıkıyor. Aman nys!

Bu arada ilişkimde çok büyük gelişmeler var! Ben tam Siğil`den umudu kestim, 'Yaa nasıl olsa yürümeyecek, ben gene avucumu yalayacağım, şimdiden alıştır kendini bu duruma Rubi' tavırlarına kendimi feci şekilde kaptırmış, ayrılığa gün sayıyordum ki ilişkimize, kelimenin tam anlamıyla sihirli bir değnek değdi!

Siğil bir anda dünyanın en duygusal erkeğine dönüştü. Hiç beklemediğim bir anda söylediği sözler, bana karşı davranışları aslında bana ne kdr değer verdiğini gösterdi bana. Tabii biliyorum ki söz sözdür, uçar gider ama öyle değil işte. Söylerkenki tavırlarını, samimiyetini, gözümün içine içine bakışını yazıya dökmem imkansız! Bakışları bile değişti çocuğun resmen, o kdr derin bakmaya başladı ki kendimi kaptırmaktan korktum bir anda! Böyle anlatılamaz bir duygu! Yıllar snr tekrardan kalbimin çarptığını hissettim yaa, sanki bir uykudaydım, uyandım ve tekrardan hissediyorum!

Aslında bir kere daha anladım ki bir kadını mutlu etmek son derece kolay!
Bana söyledikleri, bakışları ve davranışlarıyla birleşince o kdr mutlu oldum ki sizlere anlatamam! Çok değerli bir mücevher hediye etseydi bu kdr mutlu olmazdım yemin ederim!
O yüzden bence hiç kasmayın sevgili erkekler; samimiyet ve sevgiyle söylenmiş birkaç söz bile aklımızı başımızdan almaya yetiyorken bizi kaprisli, çok şey talep eden, sürekli hediye bekleyen yaratıklar olarak algılamayı kesin. Sadece sevin ve içten davranın; bu, bir kadını ömür boyu mutlu etmeye yeter.

İşin ilginç tarafı Siğil`in bu hareketleri beni o kadar mutlu ediyor ki onu gerçek anlamda seveceğimi hissetmeye başladım. "Ehhehehe bide biz evlenirmişiz sonunda yaaa" fln deyip, hatta 'biraz' daha abartıp çocuklarımız olursa kime daha çok benzeyeceklerini bile düşünmeye başladım! Ama gerçekten çok mutluyum!
Çoooook uzun zmndır böyle mutlu olduğumu hatırlamıyorum zaten o da ayrı bir konu. Bu beni hem şaşırtıyor hem de korkutuyor. O yüzden kendime hakim olmaya çalışıyorum, hayal kurmaya başlayınca uçup gidiyorum çünkü, ama her an yere çakılma ihtimali de var o yüzden eski çaylak Rubi gb hareket etmemem lazım ama diğer tarafım da "Lan şmd mutlu olmayacaksın da ne zmn olacaksın?!" diyor. O dengeyi nasıl tutturacağım bilemiyorum :S

Bu arada bnm için çok değerli olan Koca Kafalı kankamla barıştık. Aslında küs değildik ama konuşmuyorduk işte. Kırgındık birbirimize. Ama her şey, geçen hafta gecenin 4`ünde aldığım ani kararla değişti ve onu aramaya karar verdim. Konuştuk, buluştuk ve her şey düzeldi. Şu son 1 haftadır her şey mükemmel gidiyor. Koca Kafalı kankam Türkiye`ye döndü dün ama en azından aramızdaki iletişimin kopmayacağını bildiğimden sevinçliyim yine de. Çünkü onun, bende ki yeri çok ayrı...

Bu arada Bakü`de dehşet bir fırtına vardı son iki gündür, kar da yağdı baya baya. Ama daha doğru düzgün çıkıp da kartopu oynamak nasip olmadı. Umarım erimeden oynamaya fırsat bulurum :)