30 Aralık 2011 Cuma

YILBAŞI


Öncelikle uyarayım da ona göre okuyun ya da okumayın. İçerik tamamen eski anılara ve depresif yaşam tarzıma aittir, dolayısıyla yılbaşı heyecanınızın içine sıçmadan çıkın isterseniz, okumanızı tavsiye etmem.

İki gün sonra yeni yıla gireceğiz ama içimde hiç heyecan yok. Zaten son 3-4 yıldır hiç hissetmiyorum yılbaşını fln, her sene daha da azalıyor içimdeki sevinç, heyecan. Ha illa bir şey mi hissetmem gerek? Hayır, tabii ki ama insan garipsiyor. Çocukluğumdan beridir en sevdiğim şey yılbaşını kutlamak olurdu, içimde hep taze bir heyecan, coşku olurdu. Babamla beraber müziği açıp, bi taraftan dans edip diğer taraftan yılbaşı ağacımızı süslerdik. Çok eğlenirdik! Snr babam gitti. Ben tek başıma yılbaşı ağacini süsleme görevini üstlendim ve zevkle devam ettirdim. Ama bi yanım hep eksikti...

Sonra bizimkilerin ikisi de gidince, onlarsız ilk yılbaşımı Cedric denen eski sevgilim/öküzün önde gideniyle geçirdim. Geçirdim derken akşam saat 10`a kdr onlaydık, sonra da eve dönüp ki dedemle anneannem tanıdıklarına gitmişlerdi, beni de davet etmelerine rağmen gitmek istememiştim, evde kös kös oturup Tarkan konserini izlemiştim.

O sırada güya eğleniyordum, güya mutluydum her şeye rağmen. Kendi kendimi kandırmaya çalışıyordum sadece. Aslında o anda da çok yalnızdım...

Şimdi gene öyle geçiyor yılbaşlarım. Bizimkiler boşandıktan snr evde neşe denen şeyden gram kalmadı zaten.
Bakü`ye taşındım taşınalı ilk yılbaşımızı annemle birlikte halamlarda kutladık. İkinci yılbaşını da babamla beraber gene halamlarda kutladık. Geçen sene önce annemle evde kutladık, ben ilk defa annemin yanında içki içtim, koca bir şişe şampanyayı bitirdim ve o kafayla ve iğrenç bir moralle kuzenlerimle buluşmaya halamlara gittim, sabaha kdr ordaydim. Sabahin köründe eve döndüm şişmiş gözlerle, snr da akşama kdr uyudum dana gb.

Bu sene hiç yılbaşı modunda fln da dğlim, her yılbaşı içmeyi adet edindim son 3 yıldır. Bide şöyle gerizekalı bi olay var bende; moralim iyiymiş gb görünsem de içmeye başlayınca sırf sıkıntılarımdan kurtulmak için içiyorum. En başta kendimi ve çevremdekileri "eğlenmek" adı altında kandırıyorum ama işin aslı öyle dğl işte.
O "eğlenme" geçince öyle kötü oluyorum ki, sanki birileri beni her taraftan yumrukluyormuş gb kıvranıyorum yerimde, deli gibi ağlamaya başlıyorum çünkü ayıkken anlatamadıklarımı, dökemediklerimi daha da çok düşünüp kendimi hırpalıyorum. İşte o sırada da yanımda kimse olsun istemiyorum ya da olacaksa da Tr`deki arkadaşlarımdan, dostlarımdan birileri olsun istiyorum. Mesela bu konuda en çok geçmişimin olduğu kişi Nero`dur. Hatta yazın son görüşmemizde içip sıçmıştık, snr bana bildiğin kriz geçirmiştim. 2 buçuk saat boyunca aralıksız ağlamıştım, yazık kız n`apcağını şaşırmıştı ama dinlemişti beni, derdimi paylaşmıştı, tavsiye vermişti, ne bileyim o an ii olmam için elinden gelen her şeyi yapmıştı. İçimde ne varsa, özellikle de ailemle ilgili hiç çekinmeden paylaşmıştım onla. Bana çok destek olmuştu. İşte bnm de böyle durumlarda yanımda öyle birileri olsun, bnmle beraber ağlasın istiyorum yoksa malak gibi ne bok olduğunu anlamadan beni sakinleştirmeye çalışacak insanlar istemiyorum çevremde.

E bu sene de böyle olcak büyük ihtimalle, ama bu sefer daha fazla içmeyi planlıyorum. En azından zoom olayım istiyorum, böyle hiçbir halt hatırlamayayım ama lanet olası hafızam o kdr ii ki hiç aklıma gelmemesi gereken şeyleri bile bulup çıkartıyor o sarhoşluk halinde!

Bu yıldan beklediklerimi soracak olursanız da, valla her sene bir şeyler isteyen ben bu sene hiçbir halt istemiyorum esasında. Yani oturup da Allah`ım n`olur şöyle olsun, böyle olsun demeyeceğim artık. Hiçbir şey yolunda gitmiyor zaten, demek ki zamanı değil ya da kısmet değil. Aile desen sıfırnın altında bir durum, aşk hayatı desen zaten tırt, okul ii ama şu geleceğim için yaptığım planları kesin gerçekleştiremeyeceğim, hiçbir şey istediğim gb olmayacak garanti...

Kısacası her şey yine boktan olacak, ben yine buraya depresif şeyler yazcam, yazamadıklarımı da içime atıp atıp büyüteceğim, snr bir gün patlayacağım!

24 Aralık 2011 Cumartesi

ÖĞRETMENCİLİK OYNAMAK

Eveeet sonunda bloguma ulaşabildim! Son zamanlarda ne zaman girip bir şeyler yazmak istesem hep bir zaman yetmezliği, koşuşturmaca vs vs. Bide sadece bloguma değil ki hiçbir halta doğru düzgün yetişemiyorum!
Son zamanlarda olan olaylar hakkında biraz yazayım dedim bugün; boş boş oturacağıma, zamanı biraz değerlendirmeye karar verdim.
Öncelikle stajım başladı ve hatta bitti bile diyebilirim. Bir aylık bir staj süresi bana çok ii geldi açıkçası. Gerçi ne hikmetse, arkadaşlarımın %80`i haftanın sadece 2 günü staja giderken ben ve birkaç arkadaşım daha haftanın 4 gününü miniklere ve biraz daha büyük olan yaramazlara ders anlatarak geçirdik. Güzeldi aslında, özellikle de ilk dersimiz!
O kadar heyecanlıydım ki ilk gün, çok da korkuyordum nasıl olacak diye. Ama 4. sınıfların dersine girer girmez hoca dersi bize bıraktı, anlatacagimiz konuyu söyledi ve gitti...!

Yanımda iki arkadaşımla beraber malak gb kaldık sınıfın ortasında ve tam olarak ne yapmamız gerektiğini, daha doğrusu nasıl yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Çocukların tepkisi nasıl olacak, konuyu onların anlayacağı bir seviyede anlatabilecek miyiz fln filan diye iç seslerimizle debelenirken her şey kendiliğinden gelişti ve çok güzel bir iş çıkardık!

En güzeli de tenefüste yanıma koşuşturan ve bana sarılmak için neredeyse birbirleriniz ezen o 6-7 öğrenciyi görmek oldu! Bu hareketin sadece bana yapılması da ayrıca gururumu okşadı ne yalan söyleyeyim.
"Öğretmenim, hep siz gelin!" çığlıkları arasında sınıfı terk ederken resmen havalarda uçuyordum, gerçekten uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum! Sabahın köründe kalktığımı, tüm uykusuzluğumu ve yorgunluğumu unutturmuşlardı bana ve o kadar ki eve geldiğimde sevinçten ağlamaya başladım, içim içime sığmıyordu resmen!
O zaman anladım öğretmenliğin ne kadar güzel ve kutsal bir meslek olduğunu ve her zmn üniversitede öğretmen olma hayali kuran ben, ilkokul ve lise için "aman küçük canavarlarla mi uğraşcam?!" diyen ben, o an onların öğretmeni olmak istedim!

Bu staj bana gerçekten çok farklı duygular yaşattı, anlatmaya çalışsam da kelimelerle anlatamayacağım şeyler...
Belki bir gün ben de öğretmen olacağım, belki de hiç olamayacağım ama o heyecanı, o duyguyu tatmak beni kesinlikle biraz daha büyüttü, biraz daha geliştirdi, o miniklere çok şey borçluyum bunun için...

20 Aralık 2011 Salı

Mad At U :)


Ne zaman izlesem yüzüme bir gülümseme yayılıyor. Bir ilişkiyi ne de güzel özetlemişler 2 dakikada :-)
Koreografi - şarkı ve dansçıların uyumu da muhteşem!

Dipnot: Bu şarkıyı uzun zamandır zil sesim olarak kullanıyorum :)

http://www.youtube.com/watch?v=Or-MW9J_pcc 


18 Aralık 2011 Pazar

U MAKE ME FEEL LIKE A NATURAL WOMAN!


Her izlediğimde bir kere daha anlıyorum ki, bu kadına bayılmakta son derece haklıyım!
Ses desen ses, fizik desen fizik! O kadar insanın içinde kendini hemen farkettiren, gerçek bir şarkıcı Xtina!

İşte karşınızda en sevdiğim sanatçılardan biri; Christina Aguilera!

http://www.youtube.com/watch?v=3yz_a4g-Yn0

14 Aralık 2011 Çarşamba

Ve SEN-BEN, Değirmenlere Karşı Bile Bile Birer YİTİK SAVAŞÇI...


Bülent Ortaçgil`i severim ama ne yalan söyleyeyim bu şarkıyı da en güzel Fırat Tanış söylüyor bence.
Buyrun dinleyin;

Dip not: Bu şarkıyı da nedense "bizim şarkımız" yaptım, haberi bile yok ama ben bunu her dinlediğimde aklıma o geliyor :)


Savaşma, Seviş Benle! Hayata Karış Benle; İyi Günde-Kötü Günde Olmaya Çalış Benle


Her şey bir anda tozpembe oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama oldu işte ve ben yeni bir ilişkiye başladım. Evet yanlış duymuyorsunuz, şu anda çıktığım biri var. Bayadır görüşüyorduk ama yeni yeni çıkmaya başladık, 1 buçuk hafta fln kdr.

İlk başlarda her şey süper gidiyordu, bu çocukla çıkmayı gerçekten istiyordum. Bir sürü hayal kurmuştum.
Tam "Yelkenler fora!" diye emiri vermiş, heyecanla beklerken bir de baktım ki rüzgar dinmiş, mal gibi sahil kıyısında takılıp kalmışım!

Sorun ne diye sorarsanız, inanın ben de doğru düzgün anlayabilmiş değilim ama mesela şu anda sırf inadımdan ve sinirimden aramıyor, msj atmıyorum. O da, sabah attığı msja soğuk cvp verdiğim için baya bi sinirlenmiş anladığım kadarıyla ama dün söylediklerinden snr güzel bir şey de diyemezdim yani, o kadar da değil!

Kısacası ben J`den snr uslanmadım, gene bir maceraya atıldım, bakalım bu sefer başıma ne işler açılacak!
Ama Allah var yani; bu çocuğu J`yle mukayese bile edemem yani o derece farklılar!
Bide artık akıllandım mı ne oldu J gb tipleri 10 metre öteden tanıyor ve uzak durmaya çalışıyorum. Bak hatırlayınca gene sinirlendim puşta!!!

Nys ne diyordum, hah, işte şmd bu yeni maceramı romantik komediye nasıl çevirebilirim diye kara kara düşünüyorum çünkü aslında hayal ettiğim oydu; birlikte delilikler yapacak, uzun uzun bir şeylerden konuşacak, birlikte kahkahalara boğulup, duygusal bir film izlerken beraber ağlayacaktık. Aslında bunları gerçekleştirmek çok da zor değil çünkü o da bnm kafadan, ama yok yok, o benden daha sıyrık kabul ediyorum şimdi.

Aslında çok da ii anlaşıyoruz ama niye böyle oluyor anlamıyorum ben, sorun yokken sorun yaratma potansiyeli mi var nedir anlamadım yani, bide arkadaş baya bir dengesiz! Ben de fazla kırılgan, her haltı çok fazla kafaya takan bir tipim, dolayısıyla hemen üzülmeye başlıyorum lan bu ne diyor diye. Bir de bnm inadıma hareket etmez mi fitil oluyorum o zmn, lan durup dururken niye inat yapıyorsun yani, sorunun ne?!
Hayır düşman fln olsak anlayacağım ama sevgiliyiz en nihayetinde, ben de ayar olurum böyle şeylere n`apiyim, snr da trip atınca bana sinir oluyor.

O değil de bildiğin sinir stres yaşıyorum son 3 gündür. Yani ne bileyim en başlarda çok mutluydum, inanamıyordum her şeyin süper gittiğine. Ama içten içe o felaket tellalı iç sesim, bak bi terslik çıkacak, Murphy Amca gene işlerine o koca burnunu sokacak diyordu, öyle de oldu.

Diğer taraftan ben cidden ilişki yaşamayı unutmuş muyum neyim? :S En küçük anlaşmazlıkta hemen bitirmeyi düşünüyorum, ilk sorunda hemen kaçıp uzaklaşmak istiyorum nedense. Eskiden böyle değildim la ben, daha çok bağlanıp acı çekmekten mi korkuyorum nedir anlamadım gitti ama iki gündür ayrılık konuşması dönüp duruyor kafamda. Hatta ayna karşısına geçip provamı yaptım bile!

Ayrılmak istiyor musun diye bir sor ama, katiyen istemiyorum ama işte uğraşmak da istemiyorum işin kötüsü!
Şimdiye kdr çıktıklarıma hep annelik yaptım; resmen büyüttüm, bir şeyler öğrettim ama yaş ilerlediği için mi yoksa dertlerini o kdr sahiplendiğim, uğruna hep üzüldüğüm, hep fedakarı oynayan sevgili rolümden yeterince kazık yediğim için mi bilemiyorum...

Ya bak canım fena sıkıldı gene yaa, çok salaklık yapıyorum arada ama bu konuda haklı olduğumu biliyorum, ama gene de özledim pisliği şu anda onu fark ettim ve kendimi yenip hemen msj attım "N`apıyorsun?" diye.
Telefonun başında mıydı neydi anında cvp yazdı. Ya acaba bu çocukla gerçek bir geleceğim olabilir mi yaa offf keşke bilebilseydim... :(

Ahanda şarkı...

13 Aralık 2011 Salı

UN AMOR


Gipsy Kings şarkılarıyla büyümüş biri olarak, bu şarkıyı paylaşmamak ayıp olurdu.
Hep bu grup yüzünden İspanyolcaya merakım oluştu zaten ama bir türlü öğrenemedim gitti, daha doğrusu öğrenmek için hiçbir girişimde bulunmadım, artık belki okul bittikten snr bir kursa yazılırım da öğrenirim şu güzel dili.

Bu şarkının yeri başkadır bende; ha aşkla meşkle ilgili bi geçmişim yok bu şarkıyla ama bana çocukluğumu, eski evlerimizi, babamı, Bodrum`da yaptığımız tatilleri fln hatırlatıyor.

Zaten duygusal parçaları çok severim, bu da en sevdiğim Gipsy Kings şarkısıdır işte.


Bu da çevirisi;

http://lyricstranslate.com/en/Un-amor-Un-amor.html

Gerçi müzik o kadar güzel ki çeviriye hiç ihtiyaç duymadan dinledim yıllarca ama insan ne dediğini de merak etmiyor değil hani ;)

7 Aralık 2011 Çarşamba

ELLERİMİ UZATSAM, TUTMAK İSTERİM GÜNÜ...

GEÇTİĞİMİZ YOLLARI ARIYOR GÖZÜM YİNE
Sanırım şehir uzakta kalıyor
Ellerimi uzatsam tutmak isterim günü,
AMA GÜNEŞ HER GECE TEPEMDE DOĞUYOR
YANİ OLMUYOR İSTESEM DE
KİMSE GELMİYOR BEKLESEM DE...


Yıl 2010, Mart ayı, Konya`ya gitmişim. Şeftali`yle en sevdiğimiz cafede oturuyoruz, Kupon`da...
Canlı müzikte bu şarkıyı çalmaya başlıyorlar. Hayır biliyorum kendimi, eğer daha önce bir yerlerde duymuş olsaydım çoktan peşine düşüp bulmuştum bu şarkıyı ama demek ki hiç duymamışım. Çünkü söylemeye başladıkları ilk andan itibaren, ki sözlerini o kalabalıkta doğru düzgün anlamamıştım bile, müziğine hasta oldum!

Hayır anlamadığım ben bu şarkıyı nasıl oldu da ilk defa geçen sene dinledim!
Olsun, geç keşfettim ama dinlemekten hiç sıkılmadım bugüne kdr!

http://www.youtube.com/watch?v=Xder6myOZ8A

Şarkıyı da zar zor bulmuştum ama ya, çünkü sözleri yarim yamalak aklimda kalmişti, bir tek melodisi dönüyordu beynimde. Kime söylediysem de bilemedi şarkıyı, sonra bir gün bir yerde tesadüf eseri buldum.

Bu arada arkadaşım, söz-müzik Fırat Tanış deyince küçük dilimi yutacaktım neredeyse! Biz o zmnlar Fırat Tanış`ı sadece Geniş Aile`den taniyorduk. Gerçi ben diziyi izlemezdim ama fragmanlarindan tanıyordum işte :)

http://www.youtube.com/watch?v=k8IcSt8hKfA

6 Aralık 2011 Salı

ÜZGÜNÜM, ACI SÖZLERİM İÇİN...


"İşte benim şarkım!" dediğim şarkılardan bir tanesi...

Ayten Alpman imzalı olmasına rağmen, Candan Erçetin`ın yorumunu her zaman daha çok beğenmişimdir, ne yapayım ben böyleyim :))



3 Aralık 2011 Cumartesi

Seçmedikleri Hayatı Yaşayanlara...



She cries to the heaven above
There is a stone in my heart!
She lives a life she didn't choose
AND IT HURTS LIKE BRAND NEW SHOES...


YAŞANDI BİTTİ SAYGISIZCA!

Yazcam yazcam diyordum ama bi türlü fırsatım olmamıştı, şöyle oturup adam gb son durumları anlatmak istiyordum uzun zmndır.

Bu aralar gerçekten de çok yoğunum; öncelikle stajım başladı (bu konuyu başka bi zmn daha detaylı anlatacağım), ayriyeten tezim üzerinde çalışıyorum. Bunun dışında her Allah`ın günü başka bir aksiyonla karşılaşıyorum. Bu aralar fazlasıyla olay yaşıyorum yani.
Nys ben öncelikle yazın anlatmaya başlayıp da snrdan bıraktığım olayların sonuçlarını yazayım.

Yazın yazmıştım J`yle beraberiz diye, artık değiliz tabi. En son, ilişkimiz güzel gitmeye başlamıştı fakat çocuğun kabalıkları beni fazlasıyla sıkıyordu. Ha snrdan olan bi durum mu? Hayır, onunla ilk taniştiğimizdan beri var olan bir şeydi ve ben salak gb çok aldırış etmedim. Daha doğrusu aldırış ettim, kaç defa dile getirdim çikmadan önce ama söylediği laf hep şuydu ;"Ben değişcem". Tabii bok değişti!

J tatile gitmeden birkaç gün önce ciddi şekilde tartiştik, çünkü çocuk tam bi hödük! Bir şey üstünde konuşuyorduk, bi laf etti, abooo ben de şalterler attı resmen! Nasıl sinirlendim anlatamam! Kafaya koydum çekip gitcem yani. Kolumdan tutmaya çalıştı mal oğlu mal ama tabii bi faydasi olmadi, hemen kurtuldum.
Çantamı, telefonumu almaya başladim, elimden çantami kaptigi gb gidemezsin demeye başladı, ben sadece şaka yaptim nie böyle yapiyorsun, her şeyi abartiyorsun diyor. Lan gerizekali öyle şaka mi olur dedim artk, git sevgilinle nasil konuşman gerektigini anla snr gel yanima dedim, gitcem ama çantami vermiyor gerizekali, her şeyim de çantada; cüzdanim, el kartim her bi bokum yani. Biz başladik mi ikinci bi kavgaya, tabi en son gitcem ben bitti bu iş dedim, benimle dolmuşa kdr gelmek için ısrar etti, mecbur kabul ettim artk, tee dolmuşun ordayken verdi çantami. Bide seni seviyorum, lütfen böyle gitme demez mi?! Ya bi bakiyorum 5 yaşındaki bi çocuk gb davraniyor, savunmasiz korunmasiz birisiymiş gb, bi bakiyorum tam bir hayvan oluyor!

İşte o, yüz yüze son görüşmemizdi. Sonrası hep telefonda gerçekleşti. Konser vardi o gün, konser çikişi fln arayip durdu, bide yaninda kim var triplerine girdi mal, lan diyorum bitti ayrildik ne sorup duruyorsun çat kapattim suratina! Araya 3 gün girdi, baktim bundan ses seda yok,o arada tatile gitti işte bu. O arada da tam ayrildik, Şeftali beni arayip sormaya başladi baya bi, abooo dedim bu bi işaret mi, çünkü J`yle çıkarken Şeftali`yle sevgili gb konuşmamıştık hiç, sadece iki eski arkadaş gb konuşmuştuk. Ama J`den ayrildim, Şeftali hissetti mi n`apti bilmiyorum artk bi baktim msjlar fenaaa! Eskilere fln baya bi girdik her sene olduğu gb, güzeldi ama. Nys dur bu Şeftali konusunu ayri bir postta anlatcam, şimdilik kariştirmayalim onu.

Ayrılığın hemen ertesinde Şeftali`yle yazışıp durmak beni baya bi kendime getirmişti, çünkü ilk 3 gün Allah var darma dumandım! Ayrılmıştım ama baya etkilemişti beni bu durum, bu arada o 3 gün snr J de yazip durmaya, aramaya başladı. Ama hala nasil sinirliyim buna karşı! Zaten olay sadece bu kabaliklari dgldi ki, abi sıkılmıştım ben onun o yaşam tarzindan, egosundan, davranışlarından!
İşte o dönemde de sürekli; "Sen bana inanmiyorsun ama ben seni gerçekten seviyorum, sen Bakü`ye dönsen de bekleyeceğim seni" olaylarina girdi. İyi dedim bekle, daha çok beklersin zaten hayvan! Hayir bide kendine bi güveni var ki anlatamam, nasıl egolu bi tipse eninde sonunda ona döncem zannediyor manyak! Ya dedim bi siktir git gerizekali!

Bakü`ye döneceğim gün de sabah erkenden aradi, alarmi ayarlamış daaa, beni uğurlayacakmış daaa. Biz çıkarken böyle düşünceli dgldi haa, ayrilinca direk kıymete bindim tabi!
Buraya döndüm döneli de sürekli face`den msj atiyor, msn`e gir de seni bi göreyim, çok özledim diye. Ben de 10 defa dediyse, 2 defa girdim sadece. Onda da burnundan getirdim, cameradan görüyor ya, hiç ilgilenmiyorum bunla, ilgilenmedigimi görünce kuduruyor laf sokmaya çalışıyor fln, o zmn da bildiğin ağzına sıçmaya başlıyorum, daha beter oluyor. Seni çağıranda suç zaten diyor, ben de çağırma o zmn bi daha diyorum.

Böyle böyle bu gerizekaliyla ilişkim bitti ama yemin ederim hayatimdaki en doğru kararlardan birini vermişim yani, ötesi yok! Nasıl katlanışım zaten 2 ay boyunca amaan amaaan!
Bu sayfa burda kapandı ama gerçekten şunu anladım ki, her söylenilene inanmayacaksın. Senin için değişcem diyen HERKES yalan söylüyor, hem de gözünün içine baka baka. Ben böyleyim beni böyle kabul et diyecek götleri yok çünkü. Bide şu var ki; sakın ama sakın kaba bir insanla çıkmayın, sevgili olmayin. Çünkü bu kabalıkları zmnla katlanilmaz bir hal aliyor! Ben ilişkimizin ortasinda kendimi, Kaptan Mağara Adamıyla çıkıyormuş gb fln hissetmiştim yani! Nasıl bi hödüklük, nasıl bir kabalık yaa, en basitinden yanimda telefonla konuşurken en beter küfürleri etmesinden tutun, şaka diye resmen söylenmeyecek şeyleri söylemesine kdr
tam bir hödüktü yani! Çok saygısız, çooook!

Ha pişman miyim? Hem evet, hem hayır. İyi tarafından bakmaya çalışıyorum; sonuçta daha önce hiç başıma gelmeyen şeylerle karşılaştım bu hödükle çıkarken ve hepsi tecrübe oldu. Şu hayatta, elimizde kalacak olan tek şeyin tecrübelerimiz olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla bu bnm açımdan ii bir şey, gerçi daha teklifini kabul etmeden önce onun, belki de hayatima gerekli düzeni getirecegini düşünmüş, daha doğrusu umut etmiştim ama tam tersi olduğunu görünce ondan bir an önce kurtulmam gerektiğini anladım. Ben böyle olumsuz, saygısız ve egosunu her şeyin üstünde tutan biriyle hayatta yapamam çünkü!

Bide son konuşmamızda bnm üzüleceğimi zannedip diyor ki, "Seneye geldiğinde ben burda olmayabilirim", ben de uyuzluğun Allah`ını yapcam ya sormadim bile niye diye, bu da gıcık oldu tabi! Biraz durdu snr da, "İstanbul`a gitcem büyük ihtimalle, beni burda bulamayacaksin Rubi" dedi. "İyi bakalım sana şimdiden ii yolculuklar" dedim ben de sırıta sırıta, resmen göt oldu =D
İçimden de diyorum sanki çok merakliydim seni bulmaya, bi git de rahat edeyim geldiğimde!

Ya o değil de, Allah`ım beni o ayıdan kurtardiğin için sana şükürler olsun Rabbimmm!!!

1 Aralık 2011 Perşembe

PEMBE BİR MEZARLIK OLMAK


Öncelikle şarkı çok güzel ama klip gerçekten tüyler ürpertici yani! Biraz daha geliştirselermiş, başarılı bir korku filmi olurmuş bundan. Baphomet gb bir herif, ceset suratlı kızlar, karga kılıklı tipler, garip bir tavşan fln filan...

En azindan beni etkilemeyi başardılar, ne diyim yani :))

http://www.youtube.com/watch?v=zjaZiWBvnL4&ob=av2n

Karanlığı elimle bölmek istedim
Seni çok özledim!
Çok istedim bugün kendimi asmak!
Ellerimle kendi mezarımı kazmak!
Elimden gelen oturup evimde,
SANA ŞARKILAR YAZMAK!

28 Kasım 2011 Pazartesi

UÇUŞUYOR SAÇLARIN YARALANMIŞ KALBİME!


90'lı yılların en romantik 10 şarkısı diye bir liste hazırlansa, bu şarkı muhtemelen en üst sıralarda olurdu.
Söz ve müziği Çelik`e ait bu muhteşem parça, klibiyle de oldukça uyumlu. O zamanlara göre gayet başarılı bir klip çekilmiş; duygusal ve anlamlı...


25 Kasım 2011 Cuma

DURMA, AKLINDA YOLLARIM VARSA!


Daha önce Çiğdem Erken`in, çok sevdiğim bir şarkısını paylaşmıştım. Bu da, albümdeki ennn sevdiğim şarkı!

Kız Kafası`nı daha almayanlar veya daha hiç duymayanlar buraya mutlaka bir göz atsın ;)


Bir gün pişmanlıklar doğarsa,
Kalbin kalbimle çarparsa,
Durma, durma!
Birden gözlerin dolarsa, son bir şansın varsa,
Soyunma aşksız yataklarda;
YALNIZLIĞA SOYUNMA...

22 Kasım 2011 Salı

Sana Kaçar Yine Deli Aklım Benim...

Genelde Kör bıçak denilince akla ilk, Sezen Aksu`nun şarkısı gelir ama benim için durum öyle değil.
Yaşar`ın kör bıçağı, benim için çok değerlidir. Asla dinlemekten vazgeçmeyeceğim, asla etkilenmeyi bırakmayacağım nadir şarkılardan...

Yaşar nasıl bir ruh haliyle yazdı bunu çok merak ediyorum. Bu kadar yoğun duygu nasıl bir araya geldi de böyle bir şaheser çıktı ortaya? Her kelime özenle, hissedilerek yazılmış, her birinde ayrı bir acı gizli...

http://www.youtube.com/watch?v=GJKqzQPB1No

İtü Sözlük`de bu şarkı için yazılmış güzel bir entry gördüm. Burda paylaşmazsam çatlarım çünkü okurken gerçekten çok etkilendim!

"bekledikleri ten bileyine, asla kavuşamayacakların şarkısı.
senede bir gün diyenlerin ve o günü asla yaşayamayacakların şarkısı.
rengi saplı duran bir çift gözle, bir daha asla karşılaşamayacakların şarkısı.
gözleri kor demirle delinen, üzeri topraklarla örtülenlerin şarkısı.
bir giden, bir kalan, bileyi imkansız bir kör bıçak..."

Şarkının orjinalinde olmayan fakat klibinde yer alan ve bence şarkının ennn güzel kısmı olan, Yaşar`ın söylediği şiir de altta yer alıyor.

Seni hala öyle çok seviyorum ki!
Aşkım senden, senden öte! Aşktan özür dilerim...
"Saf maddeden yapılmışsa, bir gün sana dönecektir" derdin ya sen;
DÖNERSEN BIRAKMAM, DÖNERSEM BIRAKMA...

21 Kasım 2011 Pazartesi

KÜÇÜK KIZIMA...


Sözüyle, müziğiyle gerçekten insanın canını yakan bir parça bu! Klip de çok güzel; özellikle o küçük kız çok tatlı, esas melodi esnasında baba kızı göstermeleri de çok etkileyici bence!

İşte böyle şarkıları geç keşfedince kendi kendime kızıyorum, elimde değil! Daha 2 hafta önce tesadüfen dinledim, snr gene dinledim, dinledim ve gene dinledim...!

Ardından baya bi ağlamam gerekiyordu ama ağlamadım, snr dün bir anda aklıma Aslım geldi. O kim diyeceksiniz; 8. sınıftan beridir kankam olur kendileri, benzer aile ve aşk hayatlarımızla bir bütünüz diyebilirim. Şu anda aramızda km.ler olmasına rağmen hep birbirimize her konuda destek oluruz, acı çektiğimizde de birlikte acı çekeriz.
Aslıhan`ın yeri ayrıdır bende! Normalde pek Aslı veya Aslıhan da demem, dostlarimi hep benimsediğim için Aslım derim.

İşte bu şarkıyı dinlerken, onun hikayesi geldi gözümün önüne. Bide kaç yıldır bak al oku bayilacaksin bu kitaba dediğim, Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabını geçen sene en sonunda okumuştu ve daha önceden okumadiği için çok pişman olmuştu. Özellikle kitabin sonunda esas çocuğun kızına, önceden sevdiği esas kızın adını vermesi kitabin en yaralayici bölümü olduğu için ve esas kızın da adı Aslı olduğu için onun etkilenmesi ayrı bir şeydi!

Dolayısıyla düşüncelerini anlattiği an geldi gözümün önüne, snr bi baktim hüngür hüngür ağlıyorum!
Şeftali`yi düşünüp ağlamam gerekirken Aslım`ı düşünüp ağladım, daha önce pek başıma gelmiş bir şey değil ama garipti. Dün de mail attim Aslım`a, bunu da yazdım. Dayanamayıp msj atmış, msjin sonunda da Yüzük en sevdiğim şarkilardan nerden bildin! die yazmış. Sevindim, uzakta olsak da birbirimizi bu denli hissetmemiz çok güzel!

Aslında bunu yazmayacaktım ama daha fazla dayanamadım! Bu kadar güzel, duygusal sözleri yazıp da klipte odun gibi duran Cem Şenyücel`e akıl sır erdiremedim. Her karesine baktım, çok tepkisiz yahu! Ben çoktan zır zır ağlamıştım baterinin başında ama adamda 0 tepki!
Nys, vardır bir bildiği diyor, şarkıya dönüyorum :)

18 Kasım 2011 Cuma

AY, IŞIĞINDA SAKLIDIR!


Uzun zamandır hakkında yazmak istediğim bir film bu. 90'lı yıllarda çekilmiş, en sevdiğim Türk filmi!
O dönemi hatırlarsanız, Aydan Şener filmleri baya bir popülerdi. Bu da onlardan biri ama hepsinden çok çok farklı!


Her ne kadar günümüzde daha iyi çekilebilecek ve oynanabilecek bir film olsa da; konusu, oyuncuları ve  müzikleriyle gönlüme taht kurmayı başarmış bir filmdir! Zaten zamanına göre de oldukça kalitelidir! Nerde denk gelsem izlerim. Hatta yılın bazı günlerini sırf o filme adarım; filmi izler, hakkında yazılanları okur, müziklerini defalarca dinlerim. Bilmiyorum neden ama bu filme karşı resmen aşk besliyorum! :)


Evde dinledikleri şarkılardan biridir bu.


Filmin konusuna gelecek olursak;

Şule disiplinli, aklı başında, duyarlı ve başarılı bir iş kadınıdır. Uygar'sa onun tam tersi asi, çılgın ve inatçı bir adamdır. Bu iki zıt kutubun yolları, çalıştıkları reklam şirketinde kesişir. Kısa zamanda birbirlerine aşık olan Şule ile Uygar, gerek kendi hataları, gerekse kaderin onlara oynadığı oyunla, kendilerini içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürüklenirken bulacaklardır...


Sanırım filmin romantikliğine ve asiliğine kapıldığım için ayrı bir seviyorum. Özellikle şu sahne hep hayalini kurduğum bir şeydir. Şeftali ressam olduğu için hep resmimi çizmesini istemişimdir ama pislik hiç resmimi çizmedi. Şu sahneyi hep içim buruk ama yüzümde hep bir tebessümle izlerim. Hem kendimi geçtim, hangi kadın istemez ki böyle bir şeyi???



Şu sahnede hele, Uygar'ın sözleri insana roman yazdırır!

"HARİKA HİSSEDİYORUM KENDİMİ, ÇÜNKÜ GÖZLERİNDE AY IŞIĞINI GÖRDÜM..."

Çalan Wonderful Tonight ise, aşklarının aydınlık yüzünü daha derinden hissettirir. Ve tabii ki Uygar'ın Şule'yi dansa kaldırışı... Off offf tadından yenmez bu sahnenin!

Ha bir de dikkatten kaçan güzel bir nokta da; Şule Uygar`ı evden arar, Uygar`ın telesekreter mesajı aynen şudur; "ŞU ANDA AY IŞIĞINDA GÜNEŞLENİYORUM."

Çocukken aklımdan çıkmayan, hatta bnm de büyüyünce telesekreterim olursa aynen bu mesaji kaydetcem dediğim sahne :) Tabi şimdi her şey o kadar gelişti ki, telesekreter fln hikaye oldu!



Olayların akışından sonra, sözü ve müziği Demir Demirkan'a ait olan AY IŞIĞINDA SAKLIDIR adlı şarkının Şebnem Ferah tarafından seslendirilmesi ve ekranda gördüğümüz umutsuzluk...


Ayrılık sonrası, Uygar'ın asiliği yine üstünde...

Bu şarkı filmin en can alıcı yerlerinde kullanılmıştır ve üstüne söylenecek pek de bir şey yoktur.
Şebnem Ferah'ın o muhteşem yorumu, müziğin güzelliği ve özellikle de ilk saniyesinden itibaren başlayan gitar sololu esas tema izleyiciyi başka bir aleme sürükler!


Filmin en güzel sahnelerinden bir tanesi...


Usta oyuncu Münir Özkul'un, yani filmdeki Münir Baba'nın;
"Sakın ola ondan nefret etmeyesin evlat. Kötüdür birine nefret duymak. Sevdin madem, tam seveceksin, sonuna kdr seveceksin, ölümüne seveceksin! Gelse de seveceksin, gelmese de...
Hey Uygar heey, nasıl da güzel severmişsin, nasıl da içinden yanarmışsın...!" repliğiyle aklıma kazınan bir sahne bu!
Aşkın olması gereken halini, bu sözlerle yüreğime kazımama sebeptir...


Şile - Ağlayan Kaya'da çekilmiş son sahne.

UZUN BEKLEYİŞ...


Şule'nin her şeyi boş verip, arabaya atlayıp Uygar'a gelmesi...
Fonda; too late for love ve her şey düzelecek ümidiyle izlenen muhteşem bir sahne!


Filmin sanırım en güzel karesi...
                                        "İNSAN UNUTTUĞU AN, ÖLMÜŞ DEMEKTİR!"



Bu sahnede araya giren müzikle her defasında kendimden geçiyorum, bu sahne cidden unutulacak gibi değil! Filmi izlememiş olanlar için sonunu söylemeyeceğim, sonuna kadar zevkle izlesinler ;)

Filmin son dakikasına damgayı vuran bir başka replik ise;

"HAKLI, ONLA YAŞADIĞIM HİÇBİR ŞEYİ UNUTMAM MÜMKÜN DEĞİL..."

17 Kasım 2011 Perşembe

Seninle AŞK Yaşarsam...



Seninle aşk yaşarsam, "üzülürsün sonunda" diyorlar.
Doğduğumdan beri, sonunda ölüm olan bir hayat yaşıyorum, tıkadım kulaklarımı;

SENİ SEVİYORUM!




TÜKENDİM, HASRETİ BİTİRDİ BENİ...!


Çocukluğumdan beridir manyak bir Tarkan fanatiği olarak ilk defa, bir başka sanatçıya verdiği ve üstüne üstlük düet yaptığı şarkıyı dinlemedim. Sanırım bu, şarkıyı verdiği sanatçı Bülent Ersoy olduğu için böyle oldu. Bülent Ersoy`u da sevmem ama Allah var sesi muhteşem!

Neyse, bu akşam denk geldim şarkıya, yaa gel şunu bi dinleyeyim dedim veee son 2 saattir kilitlenmiş olarak bu şarkıyı dinliyorum!
Nasıl güzel bir şarkı Allah`ımmm! Şu anda aşk acısı çekmiyorum ama şarkıyı dinledikçe acı çekesim geldi, eski mutsuz-boktan günlerim aklıma geldi, tam bir mazoşist gb kendi acımdan zevk almaya başladım!

O değil de Tarkan hakkaten yaptı yine yapacağını! Nasıl bir yetenek, nasıl bir mükemmelliyettir bu yaa, bayılıyorum bu adamın her şeyine!
Bildiğiniz üzre söz-müzik Tarkan`a ait, yorumlarda da her ikisi de gayet başarılı, zaten ustalardan gayet başarili diye bahsetmeye hiç gerek yok orası ayri da...


O değil de şarkıyı dinleyince direk bi 70lik Rakı açasım geldi! Böyle en samimi bir iki arkadaşınla toplanıp raki sofrası yapacaksin, o gazla da bu şarkıyı dinle dinle doymazsin yemin ederim!


15 Kasım 2011 Salı

Melancholy Woman

Moralim bozuk olduğunda üstüne tuz biber oluyor bu şarkı ama gene de dinlemeden duramıyorum, gerçekten güzel ve de en önemlisi hiç Türk söylüyormuş gb gelmiyor. Hem tarz olarak, hem telaffuz olarak gerçekten yabancı biri seslendiriyormuş gb. Bu konuda tebrik etmek istiyorum Can Gox`u!

Dolayisiyla insan şarkıya iki kat odaklanıyor ve şarkı derin düşüncelere sevk ediyor...

http://www.youtube.com/watch?v=qLTRvGXJP2Y&feature=related


I'm a melancholy man, that's what I am
All the world surrounds me and my feet are on the ground
I'm a very lonely man, doing what I can
All the world astounds me and I think I understand
That we're going to keep growing, wait and see

When all the stars are falling down
Into the sea and on the ground
And angry voices carry on the wind

A beam of light will fill your head
And you'll remember what's been said
By all the good men this world's ever known

Another man is what you'll see
Who looks like you and looks like me
And yet somehow he will not feel the same

His life caught up in misery
He doesn't think like you and me
'Cause he can't see what you and I can see!

TEMBELLİĞİN ZİRVESİNDE!

Gene tembelliğim üstümde bugün! Nedense evden çıkmaya felaket üşeniyorum!


Dün gece tez çalışması fln fişmekan derken ilk defa erken yatayim dedim, zaten uykusuzluktan ölüyordum ama kendimi zorlamıştım saat 12 buçuğa kdr.
Kafamı yastığa koyar koymaz uyudum, ama nasıl bir uykudur o, sabah 8 buçuğa kurmuştum saati, bi kalktım alarmın sesine ama erteleye erteleye gene uyudum snrsinda. Hayır nasil bir tembellikse bu, bugünkü dersim geçti zaten yani 10:50`deydi ama bana uyku yine yetmedi!

Snr baktım ders saati gelmiş, arkadaşım arıyor garanti nerdeyim diye ama açmadım. Uykuya devam.
Böyle böyle uyandığımda saat 14:30`du. Hayir 14 saatlik uyku da yetmez mi insana, uyandıktan snr da uyuklamanın derdiyle yatakta sağa sola dönüp durdum. Kalktığımda saat 3`tü.

Günümün geriye kalanı pc başında geçti; Fb, blog fln. Snr da eski korkularımı yenip Dracula`yı izlemeye karar verdim. Derste işleyeceğimiz bir konu olduğu için ve de zmnım varken izlemeye karar verdim, verdiğim tek doğru düzgün karar bu oldu sanırım.
92`de çekilen versiyonunu izledim, resmen bütün ünlüleri toplamışlar, zaten isimlerini okuyunca o kdr Dracula filminin arasından onu izlemeyi tercih ettim. İyi de yapmışım, eski olmasına rağmen filmden etkilendim, çok da beğendim. Edebiyat okumak güzel bir şey gerçekten de; kitap okumak, film izlemek en sevdiğim şeylerden çünkü.Ve bölümümde hep bunlardan faydalaniyoruz.

Her şey iyi güzel gibiydi ama akşam dans kursum vardı, son anda gitmedim. Filmin de son 25 dksı kalmıştı, hayır kapat snr gelir devamını izlersin dimi, yok illa sonuna kdr izleyeceğim!
İşin açığı dansa gitmeyi çok istiyordum ama çoook felaket üşendim, ama aynı zmnda dışarı çıkmak da istiyordum. Ya valla çok karışık şuraya yazarken bile ne malım yaa diyorum kendi kendime!

Enerji yumağı arkadaşım var yaa, o aradı çikalim mi dans kursu çıkışında fln diye, evet evet diye atladım hemen çünkü gerçekten çıkmak istiyordum, smd de saat yaklaşıyor ama hiçbir halt yapmıyorum gene :S

Benden adam olmaz diye demiştim dimi bundan önce?!!!

14 Kasım 2011 Pazartesi

KOŞTUR KOŞTUR NEREYE KADAR?!

Sınıfta tez yazacak 3 kişiden biriyim, diğerleri hep sınava girerek bitirecekler 5. yani son sınıfı, ki uğraşmak istemeyen sınava giriyor bitiyor iş. Sınav çok basit çünkü, önceden soruları fln veriyorlar, her nys.

Tez yazmayı her zmn çok istedim, severek isteyerek aldım bu işi ama şu anda da hiç yazmaya başlayasım yok!
Son zmnlarda olan bi sürü olay kafamın içinde cirit atıyor, üstüne iki gecedir doğru düzgün uyuyamamın verdiği gerginlik ve uykusuzluk hali, içine sıçılan dengemi daha da bozuyor!

Bide tez yazan bir başka arkadaşım sürekli olarak şikayet edip duruyor hocasindan. Allah`dan ben o hocayla çalışmıyorum yani, hiç çekemezdim! Bide kız 3 hafta önce başladı tez yazmaya ama daha plana takılıp kalmışlar, belli başlı şeyler dışında ortada bir şey yok ama sürekli bana laf çarpıtıyor. Neymiş efendim ben ne zmn başlayacakmışım yazmaya? Dişlerimi bilemeye başladım tabi bu sorudan snr! Hayır ters bir şey söylesem şmd olmayacak çünkü şaka gb söylüyor ama sonuçta lafı çarpıyor işte. Ben de tabi yalan söyledim geçen hafta başladım güya diye ama tek kelime bir şey yazmadım onca telaş içinde. Hayır onu da geçtim lan sana ne istedigim zmn başlarım yani, kime ne! Sanki peşimden atlı koşturuyor! Tee Nisan-Mayıs`a kdr vaktim var yani, zaten ben bu tez işinin bu kdr çabuk başlayacagini bilmiyordum, asıl istedigim kış tatilinde oturup adam gb tez yazmakti ama bizimkiler tabakhaneye bok yetiştirmeye niyetli anladigim kdriyla!

Ayrica şöyle bir şey var ki; bnm kafam meşgulken bir şey yazamiyorum ben. Sonuçta tez bu, basit bir kompozisyon dğl!
İyice konsantre olup başlamak istiyorum ama hep bir şeyler çıkıyor. Bu bir şey de, 1 şey de kalmıyor aq! Geldi mi üçer beşer geliyor her şey, ne tarafa bakacağimi, ne düşüneceğimi şaşiriyorum! Gündemim o kdr çbk değişiyor ki!


Allah`dan şu hafta biraz azaldı yüküm, çünkü son bir aydır ordan oraya koşturup durdum ve yaşamadiğim da kalmadı. Aşk, aile, kariyer, her şey birbirine girdi! Hem ii, hem de kötü anlamda...
Hani bazen her şey aslında normaldir ama sen o normalliğe alışkın dglsindir, bi bocalarsın ya hah işte bnmki de o cins.

Doğru düzgün vakit bulayim yazacağim her şeyi, daha Mayıs ayından yazacağim şeyler var; Siğil`in son durumu, J`yle ne olduğu, Şeftali olayları vs vs ne var ne yoksa dökcem ortaliğa.

Hiç bir halta yetişemiyorum yahu, o kdr çok şey oluyor ki, o kdr yoğun ki bütün günlerim!
Amaan şu tezimle ilgili araştirmaya bugün başlayayim da yrn hocama bi döküman vereyim bari, yoksa bu iş böyle olmayacak!

12 Kasım 2011 Cumartesi

QUOTATION SEVERİM...

Ve aşk, ateşten bir denizi mumdan kayıkla geçmektir...



MEĞERSE BİZ SENİNLE AYRILMAMIŞIZ, BEN SENİ ÖLDÜRMÜŞÜM!


Bir Candan Erçetin hastası olarak bu şarkıyı nasıl kaçırmışım, nasıl dikkate almamışım bilmiyorum!
Hele de Teoman`la yaptığı bir düet söz konusu olunca, bu durum üzüntümü ikiye katlıyor!

Ama geç de olsa bu şarkıyı dinlemek, bu şarkıda kaybolmak güzel...


Biz büyür, dünya değişirken
Birbirimizi düşünüp, başkalarıyla sevişirken...

11 Kasım 2011 Cuma

GİDERSEN...

Sonbaharda dinlenecek en güzel şarkılardan biridir bu...
Müziği ayrı, sözleri ayrı keyif verir insana! Şarkı içini acıtır, aynı zmnda Jehan`ın o muhteşem sesi rahatlatır...

http://www.youtube.com/watch?v=UqRhXo56-UM


Yüzüne bakmam,
Ellerinden tutmam
Sözünü ben duymam
Gideceksen durma...

10 Kasım 2011 Perşembe

FEATHERS OF COWARDICE

Muhteşem bir kadroya ve senaryoya sahip bu filmi, nedense çoğu kişi izlememiştir. Böyle güzel bir filmin çoğunluk tarafından es geçilmesini yeterli reklamın yapılmamasına bağlıyorum, çünkü bu denli güçlü bir filmin,
izlenmemiş olmasının başka bir açıklaması olamaz!

En sevdiğim filmlerin başında gelir. Özellikle tarihi yapısı, içinde barındırdığı aşk ve dostluk kavramlarını işleyişiyle ve tabii ki James Horner`ın o mükemmel müzikleriyle gönlümü fetheden bir film bu!

"You may be lost, but you are not forgotten. For those who have travelled far, to fight in foreign lands, know that the soldier's greatest comfort is to have his friends close at hand. In the heat of battle it ceases to be an idea for which we fight. Or a flag. Rather we fight for the man on our left, and we fight for the man on our right. And when armies are scattered and the empires fall away, all that remains is the memory of those precious moments that we spent sided by side."

Oyuncular zaten çok kaliteli! Rahmetli Heath Ledger`in son filmlerinden bir tanesiydi bu...
Ayrıca afişte ismini ikinci planda bırakmışlar ama Djimon Hounsou da bu filme ayrı bir renk katmıştır! Zaten şunu anladım ki; bu adamın oynadığı bütün filmler çok güzel! Dolayısıyla hangi filmde Djimon Hounsou ismini görsem hiç tereddütsüz izliyorum o filmi.

İşte size fragman  http://www.youtube.com/watch?v=tQ_MrNPOzG4

Ve de filmden küçük bir sahne; bu filmin müziklerine aşık biri olarak özellikle müziğe dikkat etmenizi tavsiye ederim.
http://www.youtube.com/watch?v=1zt7KR17oaQ&feature=related

8 Kasım 2011 Salı

E HE HEEE =D


Harry Potter`ın son filminde bir sahne var ki kopmamak elde değil!

Kuzenimle izlediğimizde, en az 20 defa o sahneyi başa alıp kahkahalarla izledik =D
İşte o sahne :-)))



Bide Voldemort`un gülüşünün remixini yapmişlar, dün tesadüfen buldum, hakkaten süper olmuş =D

YARIM KALMIŞ AŞKLAR


Yarım Kalan Aşklardır Acı Olan...

Aslında biten değil, bitmeyen aşklar acı verir.

Aslında, dibine kadar yasadiğin değil, doymadan kalktiğin aşklar ızdırap verir...

Aslında, karşindakinin suçlu olduğuna değil,

Kendinin suçlu olduğuna inandiğin aşklar, hayati mahvederler...

Sorumluluğu karşi tarafa değil, kendine de yiktiğin aşklar, içini acitir, cız ettirirler!

Aşkin acisi, keşkelerin sayisiyla orantılıdır...

Keşkeler fazlaysa, aşkın acısı çoktur.

Keşkeler yoksa, artık aşk da yoktur...



7 Kasım 2011 Pazartesi

6 Kasım 2011 Pazar

SIRADAN BİR GÜNDÜ, DAHA SONRA HAYATIMIN EN ÖNEMLİ GÜNLERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ...!


Şu anda yaşadiklarima hala inanamiyorum! Babamin evindeyim! İlk defa babamin evine geldim, uzun yillardan beri ilk defa onla ayni evde kaliyorum! Bilmeyenler için tekrarliyim; 2 yil önce annemle babam boşandı ve zaten ondan önceki yil da ayrı yaşiyorlardi.

Babamin bir sevgilisi var ve bütün bunlarin olmasinda o da çok katkida bulundu!
Her zmn ondan nefret ettim, hala da ediyorum! Ama yillardir babamla ayri ayri aci çekmemizden başka bir işe yaramadi inadim. Babamla aramiz her zmn çok iyidir, onla arkadas gibiyizdir; oyun oynariz, sohbet ederiz, güleriz eğleniriz. Babam ilk defa geçen sene yilbasinda söyledigim bir laftan snr beni kendi evinde ne kdr görmek istedigini dile getirmişti, daha önce buna cesaret edememişti. Ayri ayri geçirdigimiz kacinci yilbaşiydi sayisini unuttum artk ve sayisini unutmama rağmen bunun acısını içimde öyle derinden yaşiyorum ki anlatamam!

Hep o sürtük yüzünden gitmek istemezdim babama, ama bir gün bunu da yenecegimi ve gidecegimi adım gb biliyordum. ha bide anne etkeni var ki o da çok agir basiyordu, babamin evine giderek anneme ihanet etmiş gb olacagimi düşünmüştüm, dahaa doğrusu annem öle empoze etmişti bana. Her tartismamizda yüzüme vurup saçmasapan konuşurdu. Dün gene çok ciddi şekilde tartiştik, gece çok ağladim, ama aliştim.
Meğersem tek acı çeken ben dglmişim, bugün akşam babam aradi, baya içkiliydi ve sesi kötü geliyordu.
Bizim evin altindaki cafede oturuyormuş. Gittim hemen, halamin kocasinin problemlerini anlatti, daha dogrusu yedigi boklari fln, baya sinirliydi ama bir an oldu, yüzüne dikkatlice baktim; çok yorgundu, ölesiye yorgun!
Sanki 49 dgl de 70 yaşında gibiydi! Bir gecede çökmüş gibiydi! Babama hiç dayanamam! O bnm en zayif noktalarimdan biri! Durduk yere gözleri doldu, başini öne eğdi ve "Kızım evime gelmeni istiyorum" dedi.
Asıl olay ortaya çikti tabi orda! Ben onun utancini, üzüntüsünü, her şeyini gördüm o anda!
İkimizin de gözlerinden yaşlar akmaya başladı, başi öne eğik, annesinden azar işitmeyi bekleyen suçlu bir çocuk misali önüne bakiyordu, bir taraftan da gözyaşlari akmaya başladi...

Babamı 3. defadir aglarken görüyordum, hep de ne zmn bu konular açılsa böyle kötü olur. Beni yaninda istedigini biliyorum, beni ne kdr sevdiğini de biliyorum ama işte bazı şeyler sadece sevgiyle olmuyor...
Ben hep, o kadın evde yokken oraya gitmek isterdim, yani geçen sene ki konuşmamizdan snr hep öyle hayal ettim çünkü o kadini görmek hiç mi hiç istemiyordum!



Babam "Ben hep bana gelmeni istedim, geçen yilbaşinda çok kötüydüm, senin yanimda olmani çok istedim, ben onu sevmeni istemiyorum, biliyorum sen anneni çok seviyorsun ve bunu kabullenemiyorsun ama böyle oldu işte, yapilacak bir şey yok, ben sadece yanimda olmani çok isterdim" fln deyip durdu.
Ağlamaya devam ettikçe, ben kahroldum, anlatamam size anlatamam! Ellerimiz de kenetliydi birbirine...
"Tamam baba gelcem sana" dedim, şaşırdı ilk önce, ciddiye mi almadı, öylesine mi söylüyorum zannetti anlamadim ama inanmadigi çok belliydi. Konuştu durdu.
En sonunda hayatimda aldigim en önemli kararlardan birini alarak; "Baba bu bayramda gelcem evine" dedim.
Kalakaldi yerinde, yüzüme bakti, başını öne eğdi, çok şaşirdigi belliydi!
Ve o anda bi tebessüm etti ki o anda ciğerim parçalandi desem yeridir sanirim! Koptum orda koptum resmen, gözyaşlarimi nasil saklayacağimi bilemedim! Snr da ağlamaya başladik!
"O zmn hemen bugün gel, hatta bugün bende kal" fln demeye başladı. Kısacası; akşamin sonu, babamin evinde bitti. O sürtükle taniştim, Allah`immm nasil yalaklaniyor bi görseniz, böyle götüme girecek neredeyse kaltak! Ben de ters ters bakiyorum fln, hiç yüz vermiyorum, babamla ilgileniyorum. Sonuçta ben bu eve, onu kabullendigim için dgl, babam istedigi için geldim, kimseyi kabullenmeye fln da niyetim yok! Bundan farkli anlamlar çıkarmasın gerizekali!

Ama babam havalarda uçuyordu resmen, ne kdr hafifledigi, ne kdr mutlu oldugu gözlerinden okunuyordu. Sanirim dogru bir şey yaptim. Ama annemin kesinlikle öğrenmemesi gerek, zaten ona da halamlarda kalcam dedim ki ilk defa böyle bir emr-i vaki yapiyorum. Ama başka çarem kalmamişti, o anda söyleyemezdim.
Çünkü annem bunu babam için yaptigimi anlamaycak, kendi kafasina göre yorumlayacak durumu, çok ii biliyorum. Ama bu hasretin bi yerde bitmesi gerekiyordu. Zaten o orospu n`aparsa yapsin bana yaranamayacagi için hiç kafaya takmiyorum bunu.
Kadina da nasil tahammül etcem hiç bilmiyorum ama babam için bunu yapmak zorundayim. Çünkü babami her şeyden çok seviyorum!
Ve bugün, hiç beklemediğim bir anda, aklimin ucundan geçmeyen bir şey oldu; şu an babamin evindeyim, onunla ayni çati altindayim. Beni rahatlatan tek şey de bu...

5 Kasım 2011 Cumartesi

SANA GÖNLÜMÜ VERDİM NAZLI GÜZEL...

Eski şarkılarda değişik, sıcak, samimi bir tını var. Bu yüzden onları dinlemeyi daha çok seviyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=RkyS8tFpA30&list=FL-yMJRh_HYhrFlBCdOomlLA&index=66&feature=plpp_video


Bu da Zuhal Olcay düeti;

http://www.youtube.com/watch?v=VBG9O5FJnRM&list=FL-yMJRh_HYhrFlBCdOomlLA&index=65&feature=plpp_video

:)))

Şunu görünce, gerçekten kendimi gülmekten alamadım!

O değil de, keşke herkes böyle evlilik teklifi alsa. "Ben sensiz bir hiçim" den daha etkileyici bence :)))


4 Kasım 2011 Cuma

KADIN

İyi bir kadın bir erkeği etkiler, zeki bir kadın onda ilgi uyandırır, güzel bir kadın büyüler, anlayışlı bir kadın ise ona sahip olur!

2 Kasım 2011 Çarşamba

ANLADIM Kİ SONBAHARSIN, ŞİMDİ BOŞ SOKAKLARIN!


Ne güzel bir şarkıdır bu yaa :)

 http://www.youtube.com/watch?v=UoAr92h-9U0&list=FL-yMJRh_HYhrFlBCdOomlLA&index=2&feature=plpp_video


Şimdi gözlerin kırmızı bir fonda
Kalbin uzak yerde, elin telefonda
Yutkunuyorsun, acın boğazında
Sen konuşmasan daaaa
BEN ANLARIM
ÇÜNKÜ EN İYİ BEN TANIRIM SENİ!

1 Kasım 2011 Salı

ERKEN BIRAKTIN BİZİ :((

    Çok erken hem de! Yaraticiliğina, sesine, o güzel yüzüne doyamamiştik!
Keşke bize daha fazla şarkı bırakacak zamanı olsaydı...


MEKANI CENNET OLSUN...!
http://www.youtube.com/watch?v=84I5tCk_QWI&feature=related

QUOTATION SEVERİM...



Şimdi biz neyiz biliyor musun?


Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.

Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada;
Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi.


Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek,

Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz...