1 Nisan 2013 Pazartesi

Friends...


İnsanlar geliyor geçiyor hayatımdan; ben sade ve sadece izliyorum, bazen arkalarından el sallıyorum sessizce. Kimisinin gidişinden son derece memnunum, kimisinin ardından ise iç çekiyorum. Kimse boşuna girmez hayatımıza, kimse de boşuna gitmez. İster kabul edin, ister etmeyin bu böyle...

Son dönemlerde yakın saydığım bir arkadaşımla ilgili net kararlar almaya başladım. 1 buçuk yıl önce arkadaşlığa başlamamızın ardından sözde her şey iyi gidiyordu ta ki son zamanlarda olaylara kadar...

Bana durduk yere, belki de kafasındaki saçmasapan yakıştırmalara inanıp birçok yalan söyleyen, olayları istediği gibi akseden veya işine gelince lafını bile etmeyen bir arkadaştan söz ediyorum.
Ben, gayet açık yüreklilikle arkadaşlığımızı düşünerek olayları a`dan z`ye, hiçbir şey saklamadan etmeden anlatırken karşımdaki bir amaç güderek belli şeyleri saklamaya niyetleniyorsa bu arkadaşlığa güvenemem. Benim iyiliğim için susmuş, ben üzülmeyeyim diye söylememiş, kötü bir amacı yokmuş demeyi çok isterdim ama malesef durum zaten öyle üzülmelik fln da değil ki karşımdaki ona binayen saklasın veya yalan söylesin. Bu tarz şeyler görünce doğal olarak hiçbir şey eskisi gibi olamıyor... Araya soğukluk giriyor, görüşsen bile eskisi gibi tamamen bırakamıyorsun kendini, her lafın altında bir şey arıyorsun ister istemez...

Bir insanla arkadaşlığınızda ne zaman ki, acaba doğruyu mu söylüyor diye şüpheye düşüyorsunuz, işte o zaman bitiyor arkadaşlık. Boşuna sürdürmeye çalışmak yersiz hale geliyor. En azından benim için öyle... Eskisi gibi zevk vermiyor gezmeler tozmalar, eski samimiyetinizle bir şey anlatamıyorsunuz, zaten konuşmak da gelmiyor içinizden, gülümseyip boş boş şeylerden bahsetmeye çalışıyorsunuz özele girmeden.

Bir arkadaşlığın daha sonuna geldim işte bugünlerde. Gerçi kolay biteceğe benzemiyor çünkü sürekli bir şekilde hayatıma dahil olmak istiyor ki sevgilimle, arkadaşımla bile yakınlaşma çabası içerisinde... offf en nefret ettiğim şeyyy. Hayatında bir defa görmüş olduğu bir insana sürekli yazmalar, yakın kanka muhabbetlerine girmeye çalışmalar bilmem neyler...

Bu tavrı beni iyice soğutuyor kendinden. Umarım çok konuşulmadan, sessizce biter. İşin tek güzel tarafı; artık eskisi gibi insan kaybetmekten korkmuyorum. Çok mu büyüdüm ne...
Hayatımda kalıcı olacak insanlar zaten belli; ekstra çaba harcayıp da yeni insanlarla sıkı bağlar yaratma peşinde de olmadım hiçbir zaman. O yüzden söylenebilecek en güzel şey sanırım gerçek dostlarımızın en eskiler olduğunu kabul etmek. Birileri giriyor çikiyor hayatimiza ama geçmişi paylaştiğiniz o sıkı dostlar ne kadar uzakta olsalar da hep akıllarda, her daim kalplerde...



En özelinizi bile çekinmeden rahatça anlatabileceğiniz, iyi veya kötü olsun gerçeği yüzünüze söyleyecek insanlar genelde eskilerdir hep ya da uzun süre belli bir yolda, belli bir amaca beraber yürüdüğünüz insanlardır. Çok şükür ki benim öyle güzel dostlarım var; sırtımı her daim yaslayabileceğim ve bana sonuna kadar güvenen insanlar... Onların varlığı bana yeter de artar bile...!

1 yorum:

  1. Merhaba.En iyi arkadaş en eski arkadaşların değildir.Hayatının çeşitli dönemlerinde birçok yeni insanla karşılaşabilirsin.Belki onlardan biri senin iyi arkadaşlarından biri olabilir.Bence yeni tanıştığın insanlara karşı gelip geçici gözüyle bakma.Belki aranızdaki ortak noktaları görüp vay be bu adam yada kadın daha önce nerelerdeydi diyebilirsin.Bu dünyada çok güzel insanlar var.Onları bulmaya bak.Kendini bir kafese kapatıp soyutlama.Öncesi ve sonrasıyla birçok iyi arkadaşım oldu fakat iyi arkadaş demek dört dörtlük uyum demek değildir.Mesela sevdiğin arkadaşlarından biri çok iyi sır tutar.Herşeyini ona söyleyebilirsin fakat aynı zamanda onun sevmediğin huylarıda olabilir.Mesela senin gitmek istediğin ortamları da o arkadaşın sevmez ama bir başkası sevebilir.Sonuçta kimse mükemmel değildir.Herkesten bir parça alırsan daha güzel olabilir diye düşünüyorum.Umarım kafanı şişirmemişimdir.

    YanıtlaSil